4 KASIM, 2020 tarihinde EMEL AKBAŞ İDİKUT TARAFINDAN GÖNDERİLDİ
Yıllardır deprem kuşağında bir ülke olduğumuzu biliyor, konuşuyor ve birkaç yılda bir acılarını yaşıyoruz. Yerleşim alanlarımızın büyük çoğunluğu yüksek deprem riski olan fay hatları çevresinde. Ama depremle yaşayan tek ülke de biz değiliz. Her seferinde en büyük kayıpların verildiği ülkelerin başında geliyoruz. Çünkü deprem değil bizi hırslarımız öldürüyor…
Dere yatağına, bataklığa, deniz kenarına yapılaşma izni veren bakanlıkların hırsları öldürüyor,
Demirden, betondan, zemin iyileştirme masrafından kaçınıp mühendislere değil kendi bildiğine göre hareket eden; 4 kat imarlı yere 9 kat bina inşa edip kaçan müteahhitlerin hırsları öldürüyor,
Ödemeyi müteahhitten aldığı için sesini çıkaramayan yapı denetim firmalarının hırsları öldürüyor,
Elindeki projeye uymak yerine kolayına geldiği gibi iş yapmaya ve ilk fırsatta kaytarmaya çalışan işçinin, usta başının hırsları öldürüyor,
İşinin ehli olup olmadığına, yapı bilgisine, finansal durumuna bakmaksızın sadece m2 ve para hesabı yapan arsa sahiplerinin hırsları öldürüyor,
Oturduğu binanın halini göre göre m2’si küçülecek ya da cebinden para çıkacak diye kentsel dönüşüme direnen ev sahiplerinin hırsları öldürüyor,
Kentsel dönüşüme girecek binasını fırsata çevirmek isteyen, müteahhitten açıktan para almaya çalışan ve bunun için süreci uzatan kurnaz komşuların hırsları öldürüyor,
Çürük olmasına rağmen binaları yıkmayan, önlem aymayan belediyelerin hırsları öldürüyor,
Gece Kondu Affı, İmar Affı, İmar Barışı vb yöntemlerle vatandaşlardan para toplayıp çürük binalarını kabul ve legalize eden devletin hırsları öldürüyor,
Yıkılan, hasar gören binaların fen-i sorumlularına hesap sormak yerine kaderini zaman aşımına terk eden hakimlerin hırsları öldürüyor,
Çürük binayı satarken/kiralarken gerekli bilgiyi vermeyen, bile bile çürük binada işlem yapan emlakçıların hırsları öldürüyor,
Ev alırken zeminine, projesine, statiğine bakmak yerine mutfak dolaplarına bakan vatandaşların hırsları öldürüyor!
Bizi bina değil, deprem değil, biz öldürüyoruz!
Türkiye’de imar kanunu 164 kez revize edildi, yapılaşma ve kentsel dönüşüme yönelik yüzlerce kanun, kanun hükmünde kararname ve yasa çıkarıldı sonuç hep aynı. Ne kadar kanun koyarsak koyalım eforumuzu ona uymak yerine uymamanın yollarına harcadığımız bir toplum olduğumuz sürece de sonuç değişmeyecek! Bizi depremden yasalar, kanunlar, denetimler değil; depreme dayanıklı bina yapmanın etik bir sorumluluk olduğu bilinci ile yetiştireceğimiz nesiller korur ancak.