1 haziran, 2020 tarihinde emel akbaş idikut TARAFINDAN GÖNDERİLDİ
Dünya, son zamanlarda hiç olmadığı kadar sarsıcı bir krizle karşı karşıya. Hayatı küresel olarak durma noktasına getiren, bizleri evlerimizde kalmaya mecbur bırakan bir tehlike ile global olarak mücadele etmeye çalışıyoruz. Koronavirüs sürecinde yaşadığımız uzun süreli evde kalma uygulamaları yaşam alışkanlıklarımızda kalıcı etkiler bırakıyor. Aldığımız önlemler ile rakamlar gün geçtikçe azalsa ve biz normelleşme sürecine başlıyor olsak da araştırmalarımız pandeminin etkilerinin bir süre daha bizi sınırlamaya devam ettiğini gösteriyor.
25 yaş üstü 1080 kişinin katıldığı anketimiz gösteriyor ki karantina olmasa da biz bu yaz evlerdeyiz. Covid 19’un içimizde yarattığı o korku ve şüphe duygusu bizi bir süre daha normal hayattan alıkoyacak gibi görünüyor.
Katılımcılarımızın %61,3’ü bugün okullar açılsa bile çocuklarını en erken yeni dönem başında okula göndermeyi planlıyor. %58,1’i AVM’ye, %52,5’i Restoranlara, %70,2’si Sinema’ya, %48,1’i Spor’a en erken yaz sonunda gidebileceğini belirtmiş. %42,5’u bu yaz kesinlikle tatil yapmayacağını belirtirken %30,4’ü ise gelişmelere göre belki yanıtını vermiş. 2 Aydan uzun süredir kapalı olan eğlence ve hizmet sektörü için kötü kötü haber. Ekonomik toparlanma birkaç ay sürebilir.
Ancak anketimiz pandemi ile birlikte dile getirdiğimiz bazı talep değişikliklerini de doğruluyor. Örneğin katılımcıların %62,29’u yaz tatili yapsa bile müstakil bir villa tercih edeceğini belirtmiş. Öte yandan katılımcılar ‘Nasıl bir ev almak istersiniz’ sorusuna %71,2’lik bir oranda ‘Bahçeli Bir Ev’ yanıtını vermişler. Ancak ilginç olan hiç ‘Rezidans’ cevabının verilmemiş olması. Bu da bize gösteriyor ki Covid 19’dan sonra şehrin silueti gerçekten değişmeye başlayacak ve yatay mimaride projelerin arttığını göreceğiz. Yüksek, şık ve lüks rezidanslar değil, bahçeli ve küçük evler revaçta.
Tabii ki bir de pandeminin acımasız gerçekleri var. Katılımcılarımızın %45,3’ü pandemi sürecinde iş kaybı yaşadığını, %70,8’i de gelir kaybı yaşadığını belirtmiş. Karantina sürecinden sonra hayatında yapısal değişiklik (ev, iş, şehir değişikliği vb) yapmayı düşünenlerin oranı ise azımsanamayacak ölçüde %26. Karantina sürecinden sonra gayrimenkul yatırımı yapmayı planlayanlar %12,4 iken, fırsatlara bağlı olabilir diyenler %24,2. Yani gayrimenkul alıcısı hala fiyat odaklı. Satmak istiyorsanız doğru fiyatlı olması şart. Bu doğrultuda son alınan kredi oranlarındaki indirim, erteleme ve peşinatın düşürülmesi kararının avantaj olacağını söyleyebiliriz.
Öte yandan karantina sürecinden sonra evini satmayı düşünenlerin oranı ise sadece %9.4. Çünkü satıcılar istedikleri rakamları bu piyasa koşullarında elde edemeyeceğini biliyorlar. Önümüzdeki 3-4 yıl da yeni proje başlaması çok zor. Bu durumda yıllar sonra ilk kez arzın az talebin fazla olduğu bir piyasaya doğru yönleniyoruz. Gayrimenkul fiyatları kısa sürede artabilir. Bugünleri iyi değerlendirmekte fayda var.
Katılımcılarımıza pandemi sürecinden sonra gayrimenkul fiyatlarını sorduğumuzda ise yaklaşık %%35’inin fiyatlarda artış beklediğini, %14,9’unun fiyatların bir süre daha bu şekilde kalacağını, %30,9’unun da fiyatlarda düşüş beklediğini gördük. Bu konuda kafalar biraz karışık görünüyor.
Yabancı katılımcılarımızda ise sonuçlar biraz daha faklı. Örneğin çocukları okula yaz sonuna kadar göndermek istemeyenlerin oranı %57,9 iken AVM’ye hemen giderim diyenler %15,2 ve 1-2 hafta içinde giderim diyenlerin oranı %47,4. Aynı şekilde %10,4’ü restoranlara hemen, 15,8’i birkaç hafta içinde, %26,3’ü ise 1 ay içinde gideceğini belirtmiş. Sinema ve Spor’da benzer yanıtlar alınmış. Katılımcıların %50’sinden çoğu yaz sonundan önce gitmeyi düşünmüyor.
Yabancı katılımcıların %36,8’i uçuşlar başlar başlamaz Türkiye’ye gelmeyi planlarken, %31,6’sı da gelişmelere göre karar vereceğini belirtmiş. Yabancı katılımcılarımızın %73,3’ü iş kaybı yaşamamış ancak %63,2’si gelir kaybı yaşamış. Pandemiden sonra hayatında köklü değişiklikler yapmak isteyenlerin oranı neredeyse %50. Her şeye rağmen Türkiye’de ev sahibi olmak isteyenlerin oranı %33,3, fırsatlara göre değerlendireceğini belirtenlerin oranı %38,9. Yani yabancı yatırımcı da kredi indirimlerinde olduğu gibi bazı teşvikler bekliyor.
Öte yandan yabancı katılımcılarımız gayrimenkul alım alışkanlarını değişmemiş görünüyor. Katılımcıların %50’si apartman dairesi ve %14,3’ü lüks rezidanslar ile ilgileniyor. Türk Vatandaşlığı almak isteyenlerin oranı %42,1 iken %31,6’sı bunu değerlendiriyor.
Türk katılımcılarımızın %72,4 üi karantinadan sonra yeni bir iş yatırımı planlamadığını belirtirken, bu oran yabancı müşterilerimizde %52,6. Bu da gösteriyor ki ticari ve ofis yatırımlarında bir süre daralma olacak. Bu daralmanın etkisi ticari gayrimenkul kira ve satış fiyatlarına yansıyabilir.
Özetle görülüyor ki Covid -19 kısa süreli bir pandemi olsa da hayatımızda uzun süreli bir etki yarattı. Hem ekonomik hem de sosyal olarak toparlanmamız zaman alacak gibi görünüyor. Umarım en kısa sürede ‘yeni normal’ sürecinde adapte olarak hayatlarımıza sağlıkla devam edebiliriz.